Mercedes Mon Amour (Sarı Mercedes) 1993 Film İncelemesi


Nedir Bu Balkızın Çektiği



1993 yapımı Mercedes Mon Amour,ülkemizde bilinen adıyla Sarı Mercedes her yönüyle Türk sinemasının verdiği zirve eserlerden birisi.Tunç Okan'ın yönettiği ve İlyas Salman'ın büyük ihtimalle oynadığı en iyi film olan bu filmin değeri pek bilinmemektedir fakat değeri bilinmeyen bu filmin Antalya Altın Portakal Film Festivali ve nice film festivallerinden sekiz tane ödülü ve dört tane adaylığı vardır.Adalet Ağaoğlu'nun Fikrimin İnce Gülü romanından esinlenerek yapılan bu film ülkemizde zaman zaman romanın adıyla da anılır.Filmin orjinal adının Fransızca olmasının sebebi Fransa,Türkiye,Almanya ve İsviçre ortak yapımı olmasıdır.Filmde bununla beraber yabancı ve Türk sinemasından başarılı bazı oyuncular oynamaktadır.Bu oyunculardan birisi Sis ve Güneşi Gördüm filmlerinden tanıdığımız Menderes Samancılar'dır,diğerkisiyse Fransız aktris Micky Sébastian'dır.Bu oyuncuların yanı sıra çok kısa sahnelerde karşımıza çıkan tanıdık iki tane daha oyuncu var;ilki ünlü Türk tiyatrocu Serra Yılmaz,ikincisiyse Zengin Kız Fakir Oğlan'ın Mahmut'u Ferdi Akarnur.


Film eskiden Türkiye'den Almanya'ya yapılan yoğun işçi göçleri sırasında giden öksüz Bayram'ın ve Almanya'da zar zor biriktirdiği parasıyla aldığı sonrasında Balkız adını verdiği Sarı Mercedes'i ile onu büyüten amcasını ölmeden önce son defa görmek,amcasına büyük adam olduğunu göstermek ve çocukluk aşkı kezban ile evlenmek için Türkiye'ye dönmesini anlatan bir yol filmidir.Filmin konusuna baktığınızda çok basit bir filmmiş gibi gözüküyor ama filmin altında barındırdığı sosyolojik anlamlar ve anlatmak istedikleri doksanlı yılların Türkiye'sini ve şu an içinde bulunduğumuz Türk toplumunu o kadar güzel anlatıyor ki bence bu film bu özelliği ile film olmasının yanında belgesel niteliğinide taşıyor.

Film görsel olarak çok güçlü bir film.Filmde açıkçası ışıklandırma için pek uğraşılmamış olsa gerek çünkü ışıklandırmanın çok büyük farklar yaratacağı sahneler yok ama filmde üzerine fazlaca uğraşıldığına adım gibi emin olduğum iki unsur var ki,onlar da sahne dizaynı ve mekan seçimi.Filmin çekildiği mekanlar o kadar güzel seçilmiş ve kameraya alınmış ki kendinizi filmin içinde hissediyorsunuz.Örneğin:İç Anadolu'daki dağlar ve ovalar,İstanbul Boğazı,İnegöl,sınır kapısı zamanının Türkiye'sini birebir yansıtıyor.Bu film şu ana kadar izlediğim filmler arasında İstanbul Boğazı'nı en güzel gösteren film oldu.Sahne dizaynında ise işçilerin Almanya'dan getirdikleri hediyeler,Bayram'ın Almanya'da misafirliğe gittiği ev ve deniz kenarındaki insanlar çok gerçekçi yapılmış ve yerleştirirken üzerine çokça düşünülmüş.

Bayram:
Bayram birçok yönden halkın empati kurabileceği bir karakter kendisi gariban,emekçi,saf ve yaşadığı tüm üzüntülere rağmen pozitif davranmaya çalışan bir tip ve Bayram zaten sadece empati kurulacak bir karakter değil iyisi ve kötüsüyle halkın
kendisi.Bayram küçüklüğünde de hep hor görülüyor,dışlanıyor,en ufak mutlulukları bile elinden alınıyor ve sefalet içinde birgün sevdiği kız Kezban'la evleneceği ve büyük adam olacağı hayaliyle büyüyor ve de bu hayalinin peşinden giderken aklından ne intihar etmeyi ne de pes etmeyi geçiriyor.Bayram en sonunda yaptığı kötülüklere rağmen Almanya'ya gidiyor ve zar zor çalışıp sonunda Mercedes'ini alıyor.Mercedes'ini aldıktan sonra artık Mercedes sadece onun arabası olmaktan çıkıyor artık Bayram toplumda Mercedes'i ile var olmaya başlıyor.Eskiden işçi Bayram'ken artık zengin Bayram gibi görüldüğünü hissediyor ve kısmende olsa bu ona hissettiriliyor.Eskiden kadınların hor gördüğü Bayram'ı artık kadınlar zengin olarak görüyor veya Bayram öyle olduğunu zannediyor.Ama film boyunca yavaş yavaş arabayla beraber Bayram'da yıkılıyor.Bayram'ın sefaleti,mutsuzluğu ve garibanlığı dışa vurulmaya başlıyor.

Böyle halka mal edilmiş bir karakter için de tabii ki de halkın içinden birisi olan,Anadolu'nun bağrından kopup gelmiş birini oynatmanız lazım.Bu noktada da İlyas Salman'ı oynatarak nokta atışı yapmışlar.İlyas Salman'ın yerinde Kemal Sunal veya Şener Şen oynamış olsaydı şu an bu filmi övüyor olmazdık.İlyas Salman öyle bir oyuncu ki yüzünden halkın adamı olduğu okunuyor;güldüğün gülüyor,ağladığında ağlıyorsunuz.İzleyiciyle arasındaki bağı bir anlık bile koparmıyor. 

Bayram yaptığı kötülüklere rağmen benim hoşuma gitti çünkü eğer Bayram o kötülükleri yapmasaydı kendisi sefaletle yüzleşicekti.Bunun dışında Bayram içimizden birisi,artık böyle kahramanlara hasret kaldık çünkü ülkemiz toplumu artık benliğinden ayrılıp emperyalist ülkelerin toplumları gibi davranmaya çalışır oldu.Herkeste bir yapmacıklık,toplumdan farklı olma ve diğer insanlara karşı olan üstünlüğünü kanıtlama çabası var.Yapmacıklık ve üstünlüğünü kanıtlama çabası ne kadar kötü ve rezilce bir şey olsada farklı olmak ve üstünlük kurmak aslında gayet mantıklı ve olması gereken şeyler ama insanlar bunu da yanlış bir şekilde yapıyorlar.Popüler kültürün kölesi olarak,öğrendiğiniz iki yabancı sözcük ile yabancı dil biliyormuş gibi davranarak ve kültürünüzü reddedip olmadığınız bir insan gibi davranarak bu dediklerimi yapamazsınız.Bu dediklerimi yapmak için daha mutlak,nitelikli;yeteneklere,bilgilere ve sağlam bir kişiliğe sahip olmanız lazım.

Filmin en sevdiğim sahneleri:

-Turistin Bayram'ın arabasına domates attığı sahne:

Bu sahnede yol boyunca Bayram'ın başına bela olan turist Bayram'ın arabasına domates fırlatıyor ve Bayram da turiste çok içten bir şekilde küfrediyor.Sırf o içten küfürü duymak bile yetiyor.Bu sahnenin sonunda Türkiye'deki köylerin büyük çoğunluğunda bulunan Türk Fiat marka turuncu traktör de gözüküyor,bu da filmdeki güzel detaylardan birisi.



-Bayram'ın Solmaz ve Ayfer'le olan sahneleri:

Bayram'ın Solmaz'a attığı kazık muhteşemdi.Solmaz'ın orada yaptığı da şerefsizlikti adama sırf Mercedes'i için yaklaşırsan sonunda da böyle kazığı yersin.Bu sahnede Bayram'ın arabanın içinde sergilediği performans ta muhteşemdi,civarımdaki köylerden birisini getirsem o da aynı şekilde oynardı bu yönüyle film gerçekçiliğini korumaya devam ediyor.Birde "Ne yani bir kere verdi diye bavulu,televizyonu,onca paketi üstelik o koca g*t*yle onu mu taşıyıcam?" diye güzel bir repliği de var.


Ayfer'le olan sahnelerde de Ayfer'in ve vapurdaki diğer insanların giyimi ve tavırları hoşuma gitti.İnsanların kıyafetleri biraz daha sade ve şıkmış,insanlar moda adı altında kalkıp saçma saçma kıyafetler giymiyorlarmış.Bu sahnede büyük şehirler ve kırsal kesim arasındaki farklılık ta anlaşılıyor.
Sahnenin ileriki kısımlarında da Bayram Ayfer'i tavlıyor iyi,hoş ama arabaya bindiklerinde Bayram haddini aşıyor.Hadi Solmaz neyse ama Ayfer'e de yapmazsın;kadın o kadar zarif,kibar davranıyor Bayram da yine Mercedes'ine güvenerek haddini aşıyor.Sonunda da arabada kapıya dair bir şey kalmıyor.Bayram'da bunun üzerine "B*k ettin bayan,s*çt*n kapının içine"diyor ve 
sahne trajikomik bir hal alıyor.



-Arabanın yuvarlandığı sahne:Bu sahnede Bayram yolda gelirken gördüğü ve atlattığı bir sürü kazanın üzerine kaza yapıyor ve çok sevdiği arabası hurdaya dönüyor.Bayram kaza yapmasına rağmen hala arabasına sımsıkı tutunuyor,bırakmıyor ama üzüntüsünden ağlamaya başlıyor çünkü başarısının tek kanıtı da hurdaya dönüyor.Bu sahnede İlyas Salman yine çok güzel oynamış ve Bayram'ın üzüntüsünü izleyiciye muhteşem bir şekilde aktarmış.Bu sahnedeki bir diğer detay da Mercedes'in her şeye rağmen hareket etmeye devam etmesi,bu sahne vasıtasıyla Mercedes'in reklamı çok güzel yapılmış.



Filmin müziklerine de dikkat çekmezsek olmaz.Filmde iki veya üç tane müzik var,üçüde sözsüz ama eğlenceli ve akılda kalıca olan ve filme duygu yükleyen müzikler.Arada bir açıp dinlemenizi tavsiye ederim.


Son olarak:
Film büyük ihtimalle şu sıralar bol bol karşılaştığımız Türkiye'de Türkler tarafından Avrupa sineması için çekilen filmlerin ilk örneklerinden birisi.Bunun en büyük sebepleride;Türkiye'de sanata verilen desteğin azlığı,aşılamayan tabular ve toplumun sanattan uzaklaşıp kendini popüler kültürün kölesi haline getirmesiyle beraber sanata karşı olan ilgisizlik.İnşallah ileride ülkemizde sanata karşı olan ilgi ve yardımlar artar.
Ülkemizin kırsal kesimlerinde yüzlerce belki binlerce Bayram var ve bu Bayram'lara yardım edilmesi lazım garibanların elinden tutalım,ülkemizde anasının babasının parasıyla hayatını idame ettiren tembel insanlar söz sahibi olmasın.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Wall Street (1987) Film İncelemesi

Scent Of A Woman (1992) İnceleme