Wall Street (1987) Film İncelemesi

 Benden çaldığın iki saatimi geri ver!

Michael Douglas ve Charlie Sheen'in başrollerini paylaştığı ; "Natural Born Killers","Born On The Fourth Of July" filmleri ile tanıdığımız Oliver Stone'un yönetmenliğini yaptığı Wall Street son zamanlarda izlediğim filmlerden en kötüsüydü.Wall Street:Bud Fox adındaki zengin olma hayalleri kuran genç bir brokerin Gordon Gekko adındaki zengin bir "Corporate Raider" ile tanışmasını ve Gekko'nun yaptığı türlü pisliklere Bud'ı da alet ederek Bud'ın hayatını mahvetmesini anlatan günümüze pek de uyum sağlayamamış bir filmdir.Filmin konusu açıkçası yabancı isimler ve terimler kullanıldığında karışık gelebiliyor ama aslında çok aşırı basit ve klişe bir konusu var.
Eğer "21" filmini izlediyseniz iki filmi birbirine çokça benzetebilirsiniz.

Filmi fazla yermek istemiyorum çünkü filmi benim dışımda seven bir sürü insan var ve kendilerine hak veriyorum çünkü bu film aslında "Dan Lok" ve "Robert Kiyosaki" gibi ekonomi ve girişimcilik alanında eğitim veren insanları yeni yeni tanımaya başlayan bir kişi için oldukça uygun bir film ama eğer hali hazırda bunlara alışıksanız sıkılacağınızdan eminim.Filmi fazla yermek istemememin bir diğer sebebi ise Oscar da dahil olmak üzere on tane ödüle sahip olması ve filmde Michael Douglas'ın oynaması.Filmin bu kadar ödüle sahip olmasının sebebinin sakın filmin güzelliği ile alakalı olduğunu düşünmeyin çünkü bu 10 ödülün 9'u büyük usta Michael Douglas'ın oyunculuğuna verilmiş.Michael Douglas'a bir kere daha hayran kaldım çünkü filmde canlandırdığı karakter olması gerektiğinden çok daha vasat tasarlanmış olduğu halde Michael Douglas karakteri oldukça güzel canlandırıyor.

Filminden nefret etmeme neden olan iki şey oldu;birincisi karakterlerin kişiliklerinin kötü yaratılması ve filmdeki yapmacıklık,ikincisi ise replikler.

Karakterlerin kişiliklerini sevmememin sebebi karakterlerin olması gerekenden çok daha farklı davranmaları.Tamam filmlerin birbirlerine benzememeleri için farklı olmaları gerekir ama zaten bu film bu konudaki ilklerden ve farklı olmasını gerektirecek bir nedeni yok.

Bud Fox daha sessiz,heyecanlı ve çırak gibi olması gerekirken Gekko'dan rol çalıyordu.Böyle bir filmde ustanın çıraktan daha karizmatik ve ağır başlı olmasını bekleriz ama ikisi yakın arkadaş gibiydi.Bud Fox duyguları tam olarak veremiyordu mutluyken mutlu değildi,üzgünken de üzgün değildi öyle olsa bile seyirciye bu hissi vermiyordu.

Gordon Gekko ise dediğim gibi daha ağır başlı, karizmatik, vahşi ve çok daha kurnaz olması gerekirken kılkuyruk bir adam haline getirilmişti. Michael Douglas buna rağmen muhteşem bir oyunculuk sergilemiş ama bana göre bu filmde oynayarak hata yapmış. Bence Michael Douglas'ı mahvetmişler biz bu adamın Falling Down, Basic Instinct, Last Vegas filmlerini izledik kim bilir bunların dışında izlediğimizi hatırlamadığımız dolu filmi var ve bu filmleri ile bence Wall Street karşılaştırılamaz bile. Ben bu güzelim filmleri ve babası Kirk Douglas ile eşi Catherine Zeta-Jones hatrına Michael Douglas'ı affediyor ve böyle bir filmde oynamadığını var sayıyorum. Sonuçta adam 2 Oscar ve 52 tane ödül kazanmış.

Darien ise çok yapmacıktı ve normalde filmlerde aradığımız esas kadın rolüne uygun değildi.Esas kadın dediğinin izleyiciyi heyecanlandırması ve duygulandırması gerekir ama Darien sadece arada çıkıp arzulanan kadın rolünü oynamaya çalışıyordu,bence Darien'ı daha eskort veya konsomatris gibi daha ruhsuz ve açgözlü bir karakter yapmaları gerekiyordu.Darien karakterini ise Kill Bill filmlerinden tanıdığımız Daryl Hannah oynuyordu, bence Daryl yerine biraz daha göze batan bir oyuncu oynatılabilirdi ama tabii ki Daryl da bu rol için oldukça fazla potansiyele sahip bir oyuncu.Bu potansiyelinin kullanılamamasının sebebini ben yine karakterlerin yanlış tasarlanmasına bağlıyorum ve bence kostüm ile yapılan makyaj da buna sebep olmuş olabilir.

Filmi sinir bozucu yapan unsurlardan birisi de repliklerdi. Filmdeki replikler ile film kompleks yapılmaya çalışılmış ama filmde sadece boş konuşma geçiyor. Durmadan deyimler söyleniyor, tamam arada bir kaç tane güzel deyim var ama gerisi boş konuşma.Her allahın kulu bir deyim söylüyor biraz da doğrudan doğruya konuşun. Filmin replikleri çok yoruyor genelde tüm replikleri anlamak yerine bir kısmını okuyup "He bu bunu, şu şunu yapmış." diyorsunuz. Ama yine de hoşuma giden bir kaç yer oldu. Örneğin; Gekko'nun ülkenin zenginlerinin ülkenin servetinin yarısından fazlasına sahip olmasını anlattığı sahne ve Bud'ın babasının "Para kolay kazanılmaz insanların eşyalarını alıp satıcağına kendin üret." benzeri söylediği sözdü.

Filmdeki bazı şeyler çok yapmacıktı. Örneğin sonundaki yumruklu sahnede Gekko yumruk atıyor mu Bud yumruk yiyor mu belli değil. Aynı şekilde offroad arabalarıyla sahilde eğlendikleri kısımda sırf eğleniyormuş gibi gözükmek için eğleniyolar gibi duruyordu. Film bazen Amerika'nın kapitalizm ruhunu çok güzel veriyor ama bazen de "Yeter be artık!" diyorsunuz çünkü bu yolla kazanılan para izleyiciye hiçbir zaman "Oha abi adamlar neler yapıyorlar." gibi şeyler dedirtmiyor. Gekko zenginmiş gibi göstermiyor.

Filmi neden sevmediğimi anlattım ama filmin bunların yanında övülecek yönleri de var.Bazı manzaralar ve mekanlar güzeldi örneğin; yumruklu sahnedeki geniş plandan alınmış New York, World Trade Center(İkiz Kuleler) ve sahil-film boyunca havalı olması gereken Michael Douglas sadece o sahnede havalı olabilmiş-gayet güzel kameraya alınmışti.

Filmi sevmememe rağmen takdir ettiğim iki sahne oldu:

-Filmin açılış sahnesi: Bu sahnede jazz müziğin önemli isimlerinden, mafya ile olan bağlantılarıyla tanınan Frank Sinatra'nın Fly Me To The Moon parçası eşliğinde New York'u seyrediyoruz.Bu sahne bence filmin en güzel kısmıydı gerçekten güzel ve rahatlatıcıydı. World Trade Center'ın hala ayakta olduğunu görmek insanı şaşırtıyor,büyülüyor ve mutlu ediyor.


-Darien ve Bud'ın sex sahnesi çok kısa:Sex sahnelerinin abartılmadıkları sürece bizde her zaman kredisi vardır. Sex sahnesi dediğime bakmayın ortada açık saçık bir şey yok sadece Bud ve Darien'ın silüetleri gözüküyor ama arkadaki mavi perde ve rüzgarlı hava sahneyi güzelleştiriyor. Bu sahnenin çok benzerini Top Gun filminden de hatılayabilirsiniz eğer hala fırsatınız varsa bu filmi izleyeceğinize Top Gun'ı izleyin.



Birazcık da brokerlikten bahsedelim. Brokerlik Amerika'nın da büyük etkisiyle dünyadaki en fazla kazandıran ama bununla beraber dünyanın en stresli işlerinden birisidir. Sermaye gerektirmeyen masabaşı bir iştir ama bu işi stresli yapan şeyler bunlar değildir.Bu işi stresli yapan şeyler piyasadaki dalgalanmalar, başka birisinin parası ile işlem yapmanız ve son olarak yoğun ve yorucu çalışma koşullarıdır. Bu işin en canlı olduğu yer New York'un filmimizle aynı ismi taşıyan Wall Street bölgesidir ve her sene Wall Street'te çalışan insanların ruhsal problemleri ile ilgili en az 2 ila 3 haber duyarız. Genelde bu işi yapan insanlar baskıya dayanamadıkları için kariyerlerine erkenden son verirler ve farklı alanlara yönelirler. Ben de eskiden broker olmayı düşünürdüm kendi kendime derdim ki "Broker olurum hem buralardan göçmek için ihtiyacım olan parayı kazanırım hem öğrendiğim ekonomi ile ilgili bilgiler ve diplomamla ileride daha güzel işlere girerim."hala da bu düşünce aklımın bi kenarında durur, sonuçta hayalimdeki meslekleri yapmaya kalkışırsam sefaleti kucaklamış olurum. Doğuştan zengin ve vurdumduymaz birisi değilseniz size de duygularınızdan arınmanızı ve hayallerinizin peşinde koşmak yerine sağlam yolu tercih etmenizi öneririm. İlk önce kendinizi sağlama alın sonrasında zaten hayallerinizi gerçekleştirmeye imkan bulursunuz.


Son olarak: Şu ana kadar incelediğim filmleri hep övdüm bu yerdiğim ilk film oldu. Filmlere olan saygımdan filmleri yarım bırakmam ama saygımın karşılığında elime geçen tek şey kocaman bir baş ağrısı oldu. Film bence 80'li ve 90'lı yılların güzelim borsa ve kapitalizm furyasının içinden geçmiş. "Ben girişimci olmak istiyorum", "Para kazanmak istiyorum." diyorsanız hırsınıza yenilip bu filmi izlemeyin; onun yerine Rocky serisinin ilk 3 filmini izleyin size daha çok şey katar,
hiç olmazsa hayatta pes etmemeniz ve çabalamanız gerektiğini öğrenirsiniz.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mercedes Mon Amour (Sarı Mercedes) 1993 Film İncelemesi

Scent Of A Woman (1992) İnceleme