Paris,Texas (1984) İncelemesi

Tek Kelimeyle Sinema


Paris,Texas şu ana kadar izlemiş olduğum en güzel ve sinemanın ne kadar güzel bir şey olduğunu bana tekrar hatırlatan filmlerden birisiydi.Filmi izlemeye başlamadan önce yaklaşık yüz elli dakikalık süresi biraz gözümü korkuttu fakat filmi izlemeye başladıktan sonra film su gibi akıp gidiyor.Benim de bu filmle tanımış olduğum Alman yönetmen Wim Wenders tarafından çekilmiş olan ''Paris,Texas'' bire bir o Amerikan filmi havasına sahip hatta filmin başları birazcık western filmlere benziyor.Filmin yönetmenini tanımıyorsanız filmin Alman filmi olduğunun farkına varmanız gerçekten zor ama aslında filmi izlerken filmdeki o estetik size bu filmin Avrupa sinemasından çıktığını düşündürtebilir.Filmdeki oyuncular pek te tanınmayan oyuncular olsada filmimizin bir sürü etkinlikten ödülü var ve bunlardan birisi de Cannes film festivali.Bu da bana göre filmin diğer filmlerdeki gibi filmle alakalı olmayan unsurlar sayesinde değil de kalitesi sayesinde ödüllendirildiğini ifade ediyor çünkü filmdeki bir sürü farklı unsur hep üst düzey kalitede.




Örneğin;senaryo,görsellik ve ışıklandırma bu unsurlardan bazıları.
Filmdeki senaryo o kadar güzel ki filmin görselliğinde kaybolurken hala sizin merak etmenizi sağlayan bir şeyler oluyor.Filmin sonuna doğru başlayan ana karakterimizin genelevde sırtını dönerek eski eşiyle konuştuğu sahne,internette yorumlarını okurken gördüğüme göre en beğenilen sahne olmuş ve senaryo burada kendini daha fazla belli etmeye başlıyor.Aslında ortalama bir filmin sonunda bizi kadının genelevde çalışmasının rahatsız etmesini bekleriz ama etmiyor çünkü orada geçen konuşma o kadar derin ve insanı alıp götürüyor ki bunu kafanıza takmıyorsunuz bile.

Filmdeki ışıklandırma ve görsellik yine internette yaptığım araştırmalarda gördüğüm kadarıyla film hakkında en çok övülen unsurlar ve bu çok doğru.Ben sinemayı ne kadar sevsemde ne kadar farklı filmleri izlemeye çalışsamda sinemanın teknik kısmıyla alakalı pek bir bilgiye sahip değilim ama buna rağmen bana bile bunu farkettirdi.Film ara ara sessizleşiyor ve sizi gösterdiği manzaralarda kaybolmaya zorluyor.O kadar güzel manzaralar var ki bu manzaraların güzelliği yetmezmiş gibi güzel bir ışıklandırmayla bu güzelliği bir üst kademeye çıkartıyor.Görselliğin yine arttığı kısımlardan birisi de sahne dizaynı.Genelevde kurulan çeşitli konseptlerdeki odalar,filmin sonundaki otel odası,adamın gece oğluna annesi ve babasından bahsederken kaldıkları yer ve niceleri tam anlamıyla harikaydı.Filmde yapılan yolculukların çekildiği yollar ve sokaklarda bu bahsettiğim mekanlar kadar harikaydı.
Işıklandırmada ise kullanılan renklerin anlamları ve mekanları daha göz alıcı yapmaları muhteşem.Örneğin;dinazor heykelinin olduğu sahne,genelev sahneleri,film izledikleri sahne ve filmin sonunda ana karakterimizin yeşil ışık altında beklediği sahne muhteşem ışıklandırmalara sahipti.Bence çok uzatmadan söylemek gerekirse renkli ve loş ışıkların kullanıldığı her sahne güzeldi.



Filmdeki karakterler:Filmdeki bütün karakterlerin ayrı bir çekiciliği vardı.Çocuk karaktermiz Hunter diğer filmlerdeki sinir bozucu çocuk karakterler nazaran tatlı ve içinde olduğu duruma normalden farklı bir şekilde bakan bir karakterdi.Travis ise garibandı,gariban karakterler hep hoşuma gitmiştir ve kendime daha yakın görmüşümdür Travis te onlardan birisiydi.Travis'in oğluyla olan ilişkisi ve namuslu davranışları hoşuma gitti.Jane ise açıkçası role tam oturmuş fakat tek başına tam olarak var olamayan bir karakterdi ama Travis ile olan diyalogları muhteşemdi ve son sahnede insanın Jane'nin yüzüne ve gözlerine baktıkça bakası geliyordu.




Peki filmdeki en sevdiğim sahneler nelerdi?

Ana karakterimizin genelevde eski eşiyle konuştuğu son sahne:Bu sahneyi koymasam filme çok büyük ayıp olurdu.Ölesiye sevdiğiniz bir kadın var öpüp,koklamak ve kendinizden geçmek istiyorsunuz fakat bu kadın size hem bir adım yakın hem de dünyalar kadar uzak,bu sahne bana tam olarak bunu hissettirdi.Açıkçası bu sahne anlatmak ile anlaşılacak türden bir sahne değil,zaten filmdeki merak edilen her şey bu sahnede açığa çıkıyor siz de masal gibi dinliyorsunuz.


Ana karakterimiz Travis'in geçmişiyle alakalı filmi izlediği sahne:Bu sahnede aslında Travis ve ailesinin dört yıl öncesinde ne kadar mutlu olduğunu görüyoruz ve bu sahne gerçekten huzur vericiydi ki filmin o muhteşem müziği kullanıldığı her sahneyi huzur verici yapıyor.

Ve son olarak bir adamın köprünün üzerinden bağırdığı sahne:Bu sahnede bağıran adam artık hiçbir yerin güvenli olmadığını söylüyor ve bu sahnede anladığım kadarıyla yönetmen Amerika'nın sistemine bir eleştiride bulunmuş fakat bence bu artık sadece Amerika için değil bütün dünya için geçerli.Artık dünyada huzuru ve mutluluğu bulmak biz doğuştan ödüllendirilmemiş insanlar için çok zorlaştı,gittiğimiz en ufak yerde bile başımıza bir şey gelecekmi korkusuyla yaşar olduk ve bu korku canımız,sağlımız için olan korku değil değersiz ve ahlaksız insanların bizi istemediğimiz durumlara sokmalarına karşı olan korku.Peki neden bu insanların çoğu hayata bizden bir sıfır önde başlıyorlar?



Filmde hizmetçi kadının söylediği ''Sadece zengin ve fakir baba vardır ortası yoktur,peki sen hangisini tercih edersin?'' gibi bir söz vardı o da ayrıca hoşuma gitti.

Film ile alakalı son görüşlerim:
Açıkçası filmdeki sahneler ile alakalı çok fazla bir şey yok çünkü film bire bir izleyip deneyimlemeniz gereken ve sinemanın asıl amaçlarından birisi olan söz ve ses olmadan bile izleyiciye filmi izletmeyi kusursuz bir şekilde gerçekleştiren bir film.Bu filmle beraber şu bir filmden zevk almak için şiddet ve cinsellik aradığımız dönemde aslında bu iki unsurunda gerekli olmadığını ve önemli olanın sadece estetik ve göz zevki olduğunu farkettim.Bu benim izlediğim ilk altyazısız film oldu ve böyle olmasına rağmen beni hiç zorlamadı çünkü karakterler net,sakin ve anlaşılır bir şekilde konuşuyorlar.Son olarak bu filmle alakalı ne yazsam az kalır yazımın altına da filmin daha detaylı incelemelerinin yapıldığı videoları ekleyeceğim.

Umarım yazımı beğenmişsinizdir.Kusurlu gördüğünüz noktaları ve yorumlarınızı bizimle paylaşırsanız çok sevinirim.

Filmin detaylı okuması:'PARIS, TEXAS' FİLM OKUMASI
Filmdeki renk kullanımı ile alakalı detaylı inceleme:What Color Means in "Paris, Texas"
Filmin o rahatlatıcı soundtracki:Ry Cooder Paris, Texas

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mercedes Mon Amour (Sarı Mercedes) 1993 Film İncelemesi

Wall Street (1987) Film İncelemesi

Scent Of A Woman (1992) İnceleme