KRAL
Burak Yılmaz 1985 tarihinde Antalya'da dünyaya geldi.Futbol macerasına 2000 senesinde Antalyaspor'un altyapısında başladı.2003 yılında ise profesyonel sözleşme imzaladı.İlk senesinde pek forma şansı bulamasa da 2004-2005 sezonunda ilk on birin değişmez oyuncularından biri haline geldi.2005-2006 sezonunda ise Antalyaspor ile Süper lige yükseldi.Aynı sezon Milli takıma davet edildi.Azerbaycan ile oynanan dostluk maçında ilk kez A milli takımın formasını terletti.Kariyerindeki bu yükselişin onu İstanbul'a götüreceği kesindi.Ama hangi takıma?
Sezon bittiğinde 1.4 milyon € bonservis ücreti ile Beşiktaşın yolunu tuttu.Beşiktaş macerası aslında güzel başlamıştı.O günlerde Burak Beşiktaşta sağ açık oynuyordu.Sahada hızı ve güçlü fiziğiyle fark yaratmaya çalışıyordu.Onun dikkat çeken özellikleri ise artist tavırları kendisine yapılan faullere abartılı tepki vermesiydi.İlk sezonunda 30 maça çıktı, 5 gol attı.Bir sonraki sezon Burak için bir kabus olacaktı.İkinci sezonunda forma şansı bulamamış, bulduğunda ise hiç hazır gözükmemişti.Forma şansı bulamamaktan şikayetçi olan Burak soluğu menajer Sinan Engin'in yanında almıştı.Alacağı cevap ise tokat gibiydi ''Kimse Beşiktaştan büyük değil kendine kulüp bul''.
Ama ne Burak Fenerbahçe'de ne de Fenerbahçe Burak'ta aradığını bulamadı.Burak Yılmaz yarım sezonda sadece 6 maçta 180 dakika süre alabildi.Sezonun kalanında ise hepten kadro dışı kaldı.Bulduğu fırsatlarda yetersiz ve isteksiz bir performans göstermişti.Yeterince mücadele etmediği ve kendini yere attığı nedeniyle oldukça eleştiriliyordu.
Burak 2009-2010 sezonunda Eşkişehirspor'a kiralandı.Gittiği her yerde eleştiri oklarının hedefi olan Burak'ın Eskişehir'de de karşılaşacağı şey aynıydı.Sezonun ilk yarısında 14 maçta sadece 1gol atabilen futbolcu Eskişehir'in Fenerbahçe'yi 2-1 yendiği maç sonrası ''Bu galibiyete pek sevinemedim.'' Şeklinde açıklama yapınca kiralık sözleşmesi feshedildi ve Burak Fenrbahçe'ye döndü.Fakat ona burda yer yoktu.Fenerbahçe onu Gökhan Ünal transferinde kullandı.Burak Yılmaz ikinci kez İstanbul'dan elleri boş ayrılacaktı.
Sezonun geri kalnında Burak Yılmaz Şenol Güneş'in Trabzonsporunda 10 maç oynadı.34. haftada Trabzonspor Fenerbahçeyle oynuyordu.Maç 1-0 giderken 23. dakikada tanıdık biri sahneye çıktı.Sağ çaprazdan attığı golle Burak Yılmaz skoru eşitledi.Maçın kalanında gol olmadı ve Kral kapı dışarı edildiği Fenerbahçe'yi Şampiyonluktan etti.
2010-2011 yılı başladığında kimse olacakları hayal edemezdi.Bilirsiniz Şenol Güneş kanada santrafor yazmayı çok sever.O sezonda kanada yazdığı santrafor Buraktı.Sezonu 30 maç 19 golle kapatarak kariyer zirvesi yaşadı.O artık eski Burak değildi, her geçen gün kendini daha çok geliştiriyordu.Trabzonspor ligi 2. sırada tamamlayarak Şampiyonluğu Fenerbahçe'ye kaptırdı.Akabinde 3 Temmuz süreci diye bildiğimiz olaylar yaşandı.İki takımda bu olaylarda çok şey kaybetti.Fenerbahçe prestij ve Şampiyonlar ligine katılma hakkını,Trabzonspor bir şampiyonluk ve sayısız oyuncu.
2011-2012 yılında Trabzonspor çok oyuncu kaybetmişti.Ligde pek iddiaları yoktu.Burak Yılmaz için ise bu sezon önemliydi.Umut Bulut'un takımdan gidişiyle Burak Yılmaz artık bir 9 numaraydı.Üstün fiziği ve tertermiz ayakiçiyle Burak Yılmaz O sezon tam 45 maçta forma giydi ve 35 tane yazdı.Artık o Kraldı.Süper ligin Gol Kralı.
2012-2013 sezonu yaz transfer döneminde 7 milyon €'ya Kral çok yakın arkadaşı olan Selçuk İnan'ın da forma giydiği Galatasaray'a transfer oldu.Sezon başladığında Galatasaray'ın ilk on birinde gördüğümüz iki santrafor Elmander ve Umut Bulut'tu.Burak Yımaz Eylül'ün ortalarına kadar yedek kulübesinde oturdu ve nihayet 23 Eylül' de Akhisarspor karşısında Galatasaray'da ilk kez ilk on birde başladı.O maçta Burak Yılmaz deyimi yerindeyse hırsından çıldırmıştı.Pres yapan yakalayamayacağı toplara dahi koşan 2 gol 1 asist yapan Kral artık ilk on birin vazgeçilmez oyuncusuydu.O günden sonra Kral modunu açtı Şampiyonlar liginde 9 maçta 8 gol attı.Futbol literatürüne yakası kalkık Burak Yılmaz'ı ekledi.O sezon Galatasaray şampiyon oldu.Burak Yılmaz Gol Kralı.Şampiyonlar ligindeki performansıyla Kral Avrupa kulüplerinin dikkatini üzerine çekti fakat o zamanki yabancı kuralı nedeniyle Galatasaray onu bırakmak istemedi.O da Galatasaray'da kaldı.
2013-2014 sezonu ise Burak ve Galatasaray
için tam bir kaos olarak geçecekti.Fatih Terim yötemle anlaşamadığı için yollandı yerine Mancini getirildi.Başta her şey güzeldi.Galatasaray Şampiyonlar liginde Real Madrid'li Juventus'lu gruptan çıkmayı başardı.Fakat Son 16'da Chelsea'ye elenilmesi ligde gelen 2.lik Mancini'nin kredisini bitirdi.Türk olmayan bir hocadan Türklere göre oyun planı yapması beklenemez.Burak Yılmaz o sezon kanada atıldı Drogba santraforda oynadı.Oyun liderliği Selçuk'tan Sneijder'e geçti.Takım içi gruplaşma hat safhadaydı bir tarafta yerliler diğer tarafta yabancılar...Temmuz'da Mancini ve Drogba takımdan ayrıldı.
2014-2015 sezonunda göreve Prandelli geldi.Sezon kabus gibi başlamıştı.Önce kaybedilen Süper Kupa finali sonrasında ligde ve Şampiyolar liginde alınan flaş sonuçlar Prandellinin kredisini bitirdi.Sürecin devamında Hamza Hamzaoğlu ile devam edildi.Hamzaoğlu takımiçi dengeyi sağladı.Takım daha düzenli ve disiplinliydi.Onun gelişiyle ikinci plana atılan Burak Yılmaz artık takımın en etkili silahlarındandı.33. haftada ligde bir final maçı oynandı.O meşhur herkes rütbesini bilecek kareografisiyle Galatasaray-Beşiktaş'ı ağırladı.2-0 biten maç sonrası Kral ve takımı şampiyondu, üstelik çifte kupalı.Türkiye Kupası finalinde Bursasporu 3-2 yenen Galatasaray Kupayı da almıştı üstelik Kral hattrick yaparak maça damgasını vurdu.Ardından Galatasaray Süper Kupayı da kazandı.Ama kalkan kupalar sorunları örtemedi.Birçok yabancı futbolcu yollandı yerleri ise vasat transferler ile dolduruldu.
Ertesi sezon ise yine çok kötü başladı.Ligde kaybedilen puanlar Şampiyonlar ligindeki başarısızlık sonucunda Galatasaray Hamza Hamzaoğlu ile yollarını ayırdı.Hamzaoğlu yerine Mustafa Denizli geldi.Bu kötü gidişte üst üste gol atamadığı maç sayısı ikiyi geçmese de en çok eleştirilen Burak Yılmaz'dı.O sırada Çin'den 8 milyon€'luk bir teklif geldi ve Kral Çin'e gitti.Fakat orda bir adale sakatlığı geçirdi ve sezonun kalanında neredeyse hiç oynamadı.Fakat yine de Euro 2016 kadrosuna dahil edildi devamında bildiğimiz gibi bir prim sıkıntısı yaşandı ve Milli Takımımız turnuvaya grup aşamasında veda etti.
Burak Yılmaz 2016-2017 sezonunda yaşanılan her şeyi geride bırakıp en iyi yaptığı şeyi yapmaya devam etti.Gol atmaya.Çin'de kaldığı 2 sezonda 32 maça çıkıp 19 gol attı fakat o Çin'de mutlu değildi ülkesine dönmek istedi.
2017-2018 sezonunda Trabzonspor'a transfer
oldu.50.yılında Trabzonspor Şampiyonluk için transferler yapmış fakat Ligi ancak 5.sırada bitirebilmişlerdi.O sırada Burak Yılmaz yine işini yapıp 25 maçta 23 gol attı.Sezon sonu yönetim değişti ve yeni yönetimle Burak Yılmaz'ın arası pek iyi değildi.Kabus gibi başlayan bu sezonda fatura bu sefer teknik direktöre değil oyunculara kesildi.Birinci kaptan Onur Kıvrak ve İkinci kaptan Burak Yılmaz kadro dışı bırakıldı.Burak Yılmaz'a İstanbul yolları göründü.
2018-2019 sezonunun kalanında Hocası Şenol Güneş'in yanına Beşiktaş'a gitti.Sadece yarım sezonda takımın en skorer oyuncusu olmayı başardı.Ama sezon sonu Şenol Güneş'in ayrılması ve yönetimin değişmesiyle Burak Yılmaz Trabzon'da yaşadıklarına benzer şeyler yaşadı.2019-2020 sezonunda sakatlıklar yaşadı.Fazla süre alamadı.Beşiktaş onu göndermek istiyordu zaten mali açıdan kötü olan kulübe Burak'ın 3 milyon €'luk maaşı büyük bir yük bindiriyordu.2020 yazında beklenmedik bir şey oldu.Fransız ekibi Lille Burak Yılmaz için teklif verdi.
Kral bu transferin gerçekleşmesini öyle çok istemişti ki Beşiktaş'tan alacaklarını sildi ve Fransa'nın yolunu tuttu.İlk başlarda kimse buna inanamadı.35 yaşından sonra Avrua'ya transfer olmak büyük bir riskti.Ama Kral riskleri sever meydan okumaya bayılır.Lille onu tecrübeli bir hücum oyuncusu eksiği olduğu için transfer etti.Hem sahada hem saha dışında bir lidere ihtiyaçları vardı.Ayrıca Lille kadrosunda Yusuf Yazıcı ve Zeki Çelik gibi 2 Türk'ün daha olması bu işi Lille için daha makul kıldı.Lille bir önceki sezonu 4. sırada tamamlamış ve Avrupa ligi biletini kapmıştı.Kral ilk dört haftayı boş geçti fakat sonraki 12 maçta 9 gol 2 asist yaptı.Fakat talihsiz bir sakatlık geçirdi.Tam 11 maç kaçırdı.Bu süreçte Lille ligde iyi devam etse de Avrupa liginden elendiler.Sezonun bitmesine 7 maç kalmıştı ki Kral takımına geri döndü.Ligin 34. haftası Lyon ile Lille arasında bir randevu vardı.Bu maç şampiyonluk için çok önemliydi.Maç çok kötü başladı 20'de Slimani ve 35'de Jose Fonte'nin kendi kalesine attığı golle Lille 2-0 gerideydi.İlk yarının sonlarına doğru kelimenin tam anlamıyla harika bir frikik golüyle ''Bu iş bitmedi.''dedi Kral.İkinci yarı Lyon defansı top çevirirken Kral topu katı içeriye çevirdi;Jonathan David bitirdi.85'de A klas bir bitiricilikle topu kaleci Lopes'in üstünden aşırttı.Son sözü Kral söylemişti.Bu iş burda bitmedi.Kral Son 4 haftada da boş durmadı,4 gol attı ama o gollerden biri var ki çok özel.Lens deplasmanında yaklaşık 40 metreden sol ayağıyla adeta bir füze yolladı.O gol Ligue 1'de yılın golü seçildi.
Her şeye rağmen hep eleştirilen Kral bugün 36 yaşında Lille'i Şampiyonluğa taşıdı.Şimdi önünde bir Avrupa Şampiyonası var umarım Kral atmaya biz de onu alkışlamaya devam ederiz.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumunuz için teşekkür ederiz.Her zaman bekleriz :)