Scent Of A Woman (1992) İnceleme
Öyle bir film düşünün ki tango yapmak için görmenin gerekli olmadığını kanıtlasın.
Ülkemizde bilinen adıyla Kadın Kokusu yine sinemanın üstadlarından Al Pacino'nun oyunculuğuyla büyülediği hatta 1993 yılında Oscar kazandığı film.Filmi izlemeye başlarken benim aklımdan geçen şuydu;ana karakterlerimiz Frank ve Charlie bir parkta yürüyüşe çıkarlar veya Frank'in evinde otururlarken Frank,Charlie'ye gerek romantik ve erotik,gerek acı dolu hatıralarını anlatıcak ve film böyle ilerliyecek diye düşünmüştüm fakat yanılmışım.Filmin ilk yarım saati benim için çok sıkıcı ve sinir bozucu geçti ve bana kendimi filmi izlemeyi bırakmak ve bırakmamak konusunda sorgulattırdı ama ben başladığı işi yarım bırakmayı sevmeyen birisi olduğum için filme devam ettim.İyi ki de devam etmişim çünkü film ana karakterlerimizin New York'a doğru yola çıkmalarıyla yavaş yavaş kendisini belli etmeye başlıyor.Filmde oyuncu seçimleri çok güzel yapılmış.Okulda ki zengin çocuklar sinir bozucu yapılmak istenmiş ve yapılmışta,bu çocuklar arasında 2014 yılında kaybettiğimiz Philip Seymour Hoffman da bulunuyor kendisi ne kadar iyi bir oyuncu olsa da kendisi pek görmekten hoşlandığım bir sima değil.Ana karakterlerimiz Charlie ve Frank.Frank rolünü Al Pacino'ya vermekle çok iyi bir seçimde bulunmuşlar,başka birisine bu kadar yakışacağını düşünmüyorum çünkü Al Pacino durgun ve sakin adam rolünü nasıl güzel oynuyorsa,deli adam rolünü de aynı ölçüde oynuyor.Charlie zaman zaman aslında başkası daha güzel oynayabilirmiş şeklinde düşündürtse de Frank'in intihar için hazırlandığı sahne ve birkaç farklı sahnede daha aslında çocuk iyi oynamış diyorsunuz.
Filmdeki iki karakterin de kendime benzettiğim veya benzetmek istediğim bir sürü özelliği oldu.Frank'in beyefendiliği ve kadınlara karşı olan tutumu,ince zevkleri ve iltifatları,kendini artık olduğu yere ait hissetmemesi.Bu saydığım özelliklerin çoğuna sahip olmasamda,bu özelliklere sahip olmayı çok isterim.Tabi aralarından sahip olmayı istemediklerim de var.
Charlie'nin ise garibanlığı ve istemediği insanlar tarafından,istemediği durumlara,istemsizce düşmesi ve bu durumlardan istesede çıkamaması.
Filmdeki en sevdiğim sahneler:
Tango sahnesi:Filmi izledikten sonra internetten bir araştırma yaptığımda benim gibi herkesin de bu sahneyi beğendiğini gördüm ve beğenmekte haklıyız.Bu sahneyi izlerken film''Ya bu adam kör değil miydi?''dedirtiyor.Bu sahnede Frank'in kadının kullandığı sabunu bile bilmesi çok etkileyiciydi ve etkileyici olan tek şey bu değil di bu sahnede oynayan hanımefendi de bir o kadar etkileyiciydi.Bu sahnede Frank'in tango yaparken gözlerine baktığınızda sizi de kendisi kadar heyecanlandırıyor.
Uçak sahnesi:Frank'in hostes kadının ismini tahmin etmesi çok ilginç değil miydi?Bu sahnede açıkçası Frank'in Charlie'ye söyledikleri dışında pek bir şey yok fakat söyledikleri bu sahneyi ilginçleştirmeye yetiyor.Özellikle cennete giden yolun nerede saklı olduğu.
Frank'in aile ziyareti:Bu sahne cidden üzücüydü.Frank kardeşi ve kardeşinin ailesi tarafından istenmemesi,masa başında çıkan gerginlik cidden üzdü.Frank'in yeğeninin onun hakkında konuşurken üzülmesi ve sinirlenmesi,kendini sakin tutmak için yeğenin yaptığı konuşmaya eklemeler yapması ve sonunda patlaması çok etkileyiciydi.
Umarım yazımı beğenmişsinizdir.Kusurlu gördüğünüz noktaları ve yorumlarınızı bizimle paylaşırsanız çok sevinirim.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumunuz için teşekkür ederiz.Her zaman bekleriz :)