Wild At Heart (1990) Film İncelemesi

 Love Me Tender'ı Sadece Karıma Söylerim

Sürreal ve absürtlüklerle dolu filmleriyle tanıdığımız zaman zaman rahatsız eden,zaman zaman ters köşeye yatıran Mulholland Drive,Eraserhead ve The Elephant Man filmleriyle tanıdığımız David Lynch'in çekmiş olduğu muhteşem filmlerinden birisi olan Wild At Heart son zamanlarda izlediğim en güzel komedi filmiydi.Filmimiz Leaving Las Vegas gibi muhteşem bir filmle Oscar kazanan Nicholas Cage ve aslında çok bilinen filmlerde oynamış fakat benim aklımda pek yer etmemiş olan Laura Dern'in canlandırdığı Sailor ve Lula adlı çiftin Lula'nın annesinin tuttuğu tetikçilerden kaçmasını ve kaçarken başlarına gelenleri anlatıyor.Filmde birde önceki yazımda incelediğim ''Paris,Texas'' filminde başrol de oynayan Harry Dean Stanton oynuyor onu da unutmamak lazım.

Filmi seçerken posterine baktığımda biraz ''Top Gun''a benzettim ve öyle bir film olacağını düşündüm ama sonrasında postere biraz daha yakından bakınca dedim ki ''Bu adam neden kameraya mal mal bakıyor?'' ve sonrasında komedi ibaresini de görünce dedim ki ''Abi bu filmi izlemeliyiz.''.Ben bu filmi izlerken filmi Kill Bill-özellikle Kill Bill: Vol.2'ye-ve Natural Born Killers'a çok benzettim.Natural Born Killers ile olan benzerliğini anlatmama gerek bile yok fakat Kill Bill ile filmin havası ve bu tür filmlerde olması gerektiğinden farklı bir işlenişe sahip olmasını ben çok benzettim.

Filmdeki karakterler çok sıradışı kişiliklere sahipler.Sailor karakterinin bazı yönlerine insan gerçekten sahip olmak istiyor.Sailor'ın dans ve kavga ederken yaptığı sıradışı haraketler,kendini kaybetmesi ve sonuna kadar her şeyden zevk alması,filmin sonunda da dinlediğimiz gibi Elvis Presley gibi havalı bir sese sahip olması ve hep havalı sözler söylemesi bu karakterin beni kendine çeken özellikleriydi.Lula ise role tam tamına uyuyordu fakat ağlarken de gülerken de hep azgınmış gibi mimiklerinin olması biraz sinir bozucuydu.Filmde hoşuma giden bir diğer karakter ise Bobby Peru'ydu.Bobby'i genelde oynadığı yan karakterleriyle tanıdığımız Willem Dafoe canlandırıyor ve filmdeki her karakter gibi o da tam oturmuş.Karakter yeri geldiğinde sinir bozucu oluyor ve soğuk espiriler yapıyor,yeri geldiğinde de gerici ve rahatsız edici oluyor;en önemlisi ise karakterin korkunç bir gülüşü var ve bu gülüşü kafasını patlatmadan önce çok net görebiliyorusunuz.Son olarak Marietta ile alakalı söylüyeceğim tek bir cümle var o da şu:Herkes soyundu bir bu kadın soyunmadı,David Lynch neden bu kadını soymadın?


Filmin çok hoşuma giden iki özelliği var dı bunlardan birisi hikayeden bağımsız olan rastgele alakasız olaylar ve kişiler,diğeriyse filmin bütün filmi yaşanan birkaç olaya yüklemek yerine sahnelerin tek başına o kadar önemli olmaması ama filmdeki bütün sahnelerin birleştiğinde baştan sona hiç sıkmayan ve her sahnede farklı bir deneyim yaşatan bir şahesere dönüşmesiydi.Bahsettiğim alakasız olaylar ve kişilerden bazıları ise şunlar;iç çamaşırına hamam böceği koyan adam,Sailor'a sokakta çetenin saldırması,bebek sesiyle konuşan adam,radyodaki saçma haberler ve köpeklerinden bahseden adam.Filmdeki garip olaylardan bahsetmişken filmde ucu açık bırakılmış bir sürü soru vardı.Mesela;''Johnnie'ye ne yaptılar?'',''Lula'nın evini yakan kim?'' bu soruların cevabı tam olarak belli değil.

Filmle alakalı bir başka unsur ise görsellik.Film Cannes Film Festivali'nde Best Picture kategorisinde ödül almış ve bunu aslında teknik olarak tam anlamasakta izlerken ''Abi kesin bu filmde görüntü ile alakalı bir şeyler var.''diyorsunuz.Filmde mavi,kırmızı ve yeşil renklerine arada bir belirgin bir şekilde maruz kalıyoruz bunun bence renklerin anlamıyla pek alakası yok bu filmde çünkü birbirine çok benzer sex sahnelerinde bu renklerin üçünü de görüyoruz,bence bu renklerin kullanılmasının sebebinin mavi,yeşil ve kırmızının rgb denen renk skalasını oluşturmasıyla alakalı olabilir. 


Filmin müzikleri bir harikaydı.Araba ile gece yolculuğu yaparlarken Chris Isaak'in Wicked Games parçasının çalması,filmin finalinde Elvis Presley'in Love Me Tender parçasını dinlemek harikaydı bence bu şarkılar kullanmaları filmi çok büyük derecede anlamlandırmış ve bir duygu yüklemiş.

Filmin en sevdiğim sahneleri:

-Radyo sahnesi:Bu sahnede radyodaki haberlerin absürtlüğü ve sonunda radyodan müzik açıp garip hareketlerle dans etmeleri çok komikti.


-Kaza sahnesi:Bu sahnede de sahnenin başındaki yerlere saçılmış kıyafetler bence güzel bir ayrıntıydı.Kaza geçiren kadının kazanın şokuyla bahsettiği şeyleri de dinlemesi çok eğlenceliydi.Bu sahnede oynayan kadın Lula'dan aslında daha alımlı ve güzel,güzel mavi gözleri var;''Neden Laura Dern yerine bu kadını oynatmamışlar?'' diyorsunuz ama iyi ki de oynatmamışlar çünkü Laura Dern ile Nicholas Cage arasındaki uyumu başka bir oyuncuyla tutturmak çok zor olurdu ve Laura Dern çılgın kadın rolünü çok güzel oynamış.Kadının ölümünü de atlamayalım o da bir o kadar iyi yapılmış.

-Bobby'nin kafasını patlattığı sahne:Bu sahne ile alakalı tartışmasız en akılda kalıcı şey Bobby'nin gülüşüydü,ben hayatımda böyle korkunç bir gülüş görmedim.Bobby'nin pompalı tüfeğiyle gülerek millete sıkması yine komikti.Bobby'nin Sailor'ı vurmak için dışarıya çıktığında polis tarafından vurulması ama nasıl olduysa pompalı tüfekle kafasını patlatması da sıradışıydı.Kafasını patlattığında aklımıza değerli sanatçı Kurt Cobain'i de getiriyor,Allah rahmet eylesin iyi sanatçıydı.



Son olarak:Film gerçekten muhteşemdi bu film bana aradığım Hollywood havasını kat kat verdi.Bu filmle beraber arada bir insanın delirmek istediğini farkettim.Gerçekten eğlenceli bir film herkese tavsiye ederim.Sadece tek bir uyarım var bu filmi sakın okulun son haftası izlemek için flash bellekle okula götürmeyin.


Umarım yazımı beğenmişsinizdir.Kusurlu gördüğünüz noktaları ve yorumlarınızı bizimle paylaşırsanız çok sevinirim.


Filmin en sevdiğim iki müziği:Wicked Love,Love Me Tender










Yorumlar

  1. I really liked the details in the film. We have a common music love. N.Cage is one of my favourite actors but I have never heard about this film. Thx for showing me.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Yorumunuz için teşekkür ederiz.Her zaman bekleriz :)

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mercedes Mon Amour (Sarı Mercedes) 1993 Film İncelemesi

Wall Street (1987) Film İncelemesi

Scent Of A Woman (1992) İnceleme